İBRÂHÎMÎ, SEMÂVÎ VE İLÂHÎ DİNLER İFÂDESİNİN YANLIŞ KULLANIMI ÜZERİNE BİR HATIRLATMA
Akaid - Tefsir
İBRÂHÎMÎ, SEMÂVÎ VE İLÂHÎ DİNLER İFÂDESİNİN YANLIŞ KULLANIMI ÜZERİNE BİR HATIRLATMA
- 2021-01-03 23:03:19
- Yediulya
Tek başına ümmet olma vasfını genç yaşta kazanan İbrâhîm Peygamber, Allâh’a karşı velâyetin olduğu kadar zâlimlerden ve kâfirlerden “berâet”in de sembol ismidir. Esâsında berâet olmadan velâyet olmaz. Berâet îmânın olmazsa olmaz şartıdır. Kelime-i tevhîdin nefiy bölümüdür. Bu önemli sebebine binâen Hz. İbrâhîm, Kur’ân’ın beyânına göre müşrik babasından,1 şirk toplumundan, zulmü ile mâruf Nemrut’tan,2 Yahudilik ve Hristiyanlığın kendine izâfe edilmesinden berâet etmiştir. Kitap ehli kendilerini ona izâfe etmişler ama Yüce Allah bu izâfeyi iftirâ sayıp şu âyette kabûl etmediğini bildirmiştir: “İbrâhîm ne Yahudi ne de Hristiyan idi, fakat tam anlamıyla Hakk’a yönelmiş bir Müslümandı; aslâ Allâh’a şirk koşanlardan da değildi.”3 Çünkü Yahudilik ve Hristiyanlık, insanların Hz Mûsâ ve Hz. Îsâ’nın getirdiği hak dinden; tevhîdî çizgiden ayrıldıktan sonra ortaya çıkardıkları bid’at dinlerdir. Her ikisi de muharreftir. Kur’ân-ı Kerîm ve sünnet, din konusunda bir sınıflama yapmıştır. Nasslarda kullanılan tahrîf, tebdîl, ğuluvv (aşırılık), ketm (hükümleri saklamak), irtidâd, nifak, dînî değerlerle alay, zulüm, âyetlerin bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr, âyetleri satmak gibi ifâdeler, yapılan din tasnîfiyle ilgili anahtar kavram ve kelimelerdir. Günümüzde ise Kur’ân ve sünnetin bütünlüğü, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) son peygamber olması, İslâm’ın nâsihliği göz önünde bulundurulmadan kompleksli ya da misyoner etkili tasnifler yapılmış ve yapılmaya da devâm edilmektedir. Bu sınıflandırmaların Kur’ân’ın tasnîfi karşısında hiçbir değeri yoktur. Kur’ân, Hz. İbrâhîm’e kimlerin daha yakın ve onun velâyetine lâyık olduklarını şu âyette açıklığa kavuşturmuştur: “Gerçekten İbrâhîm'e en yakın insanlar O'na zamânında uymuş olanlar ile bu peygamber/Hz. Muhammed ve O'na inananlardır. Allah mü’minlerin dostudur.”4 Hz. Muhammed (sav)’e ittibâ ve yakınlık üzerinden oluşan İbrâhîm aleyhisselâm’a yakınlık, müşriklerle berâber Yahudi ve Hristiyanları da Hz. İbrâhîm’den uzaklaştırmaktadır.
Günümüzde Yahudilik ve Hristiyanlık için “İbrâhimî dinler” ifâdesi kullanılmaya başlanmıştır ki bu yaklaşımlar yukarıda geçen Âl-i İmrân Sûresi 67. ve En’âm sûresi 161. âyetleriyle açıktan çelişmektedir. İnsan eliyle tahrîf edilip Hz. Üzeyir’in ve Hz. Îsâ’nın tanrılıklarını savunan bir dîne nasıl “İbrâhimî din” denilebilir? Bu ifâdeler şirktir.5 Her iki dinde de hahamların ve papazların ilahlaştırılması da şirkin dışında bir kavramla açıklanamaz.6 Yahudilik ve Hristiyanlıkla ilgili misyoner dayatması olan “İbrâhîmî, semâvî, ilâhî” gibi ifâdeleri ülkemizdeki dînî kurumların da en üst seviyede kullanmalarını anlamak mümkün değildir. Ülkemizin birçok yerinde yapılan sempozyum ve toplantılarda devlet yetkililerinin “İbrâhimî dinler sempozyumu” adı altında haham, papaz ve diyanet görevlilerini buluşturması, acabâ dinleri eşitleme (!) gayreti midir? Bu konularda kadîm dönem İslâm ulemâsının söyledikleri çok önemlidir. İlk dönem âlimlerine göre, Yahudilik ve Hristiyanlık Allah tarafından gönderilmiş dinler değillerdir. İnsan eliyle inşâ edilmiş bid’at dinlerdir.7 Din adamları hak dîni değiştirmişler ve bu tahrifleriyle, Yüce Allâh’ın Îsâ Peygambere gönderdiği dîne muhâlefet etmişlerdir. Daha sonra da insanlar Yahudileşmişler ve Hristiyanlaşmışlardır. Çoğunluğu böylece şirke dalmıştır.8 Böylece hükümdarlarının dayattıkları putperestliğe girerek, İsrâîl oğulları Yahudileşme ve Hristiyanlaşma süreçlerine dâhil olmuşlardır.9
Şu husûsu bir defa daha yineleyelim ki Allâh’ın peygamber gönderme lütfu, Hz. Âdem ile başlamış ve Hz. Muhammed (sav) ile de sona ermiştir. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e (sav) kadar gelen tüm dinlerin ortak adı da İslâm’dır.10 Yahudilik ve Hristiyanlık, Hz. Mûsâ (a.s) ve Hz. Îsâ’ya (a.s) gelen dinlerin aslı bozulduktan sonra ortaya çıkan muharref yapıların adıdır. Allâh’ın (cc) gönderdiği hak dînin orijinal adları değildir. Allah (cc) Yahudilik ve Hristiyanlık adında bir din göndermemiştir. Bunlar, “Tevhîdin içerisine zulmün/şirkin karışmasıyla”11 oluşmuş bid’at dinlerdir. İlk dönem âlimlerden Hasan el-Basrî konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır: “Yahudilik ve Hristiyanlık bid’at dinlerdir; Allah Teâlâ tarafından gönderilmiş dinler değillerdir.”12 Taberî’nin deyimiyle İsrâîl Oğulları, Allâh’ın dînini değiştirmişler ve Hz. Îsâ’ya gönderilen dîne muhâlefet ederek Hristiyanlaşmış ve Yahudileşmişlerdir.13 Hz. Mûsâ’ya gelen İslâm unutulduktan sonra İsrâîl oğulları arasında Yahudilik dîninin oluşması beş yüz yıldan fazla bir süreçte gerçekleşmiştir. Hz. Îsâ’ya gelen İslâm’ın değiştirilerek Hristiyanlık dîninin oluşturulması ise iki yüz yıldan fazla bir zamanda olmuştur.14 Bu konuları; Yahudilik ve Hristiyanlığın ilâhî din gibi öğretilmesi ortaokuldan îtibâren Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi kitaplarında yer aldığı için, çocuklarımızın îmanlarının selâmeti için konuyu uzatma pahasına da olsa çalışmamıza aldık.15 Batıda İslâm dîni ile ilgili olumlu bilgiler eğitimde hiç yer almazken bizde mütekâbiliyet esâsı bile gözetilmeksizin, Yahudilik ve Hristiyanlığa propaganda yaparcasına yer verilmesinin anlaşılır bir tarafı yoktur. Hattâ bâzı akademisyenlerin Yahudilik ve Hristiyanlığı incelerken ve ders kitabı yazarken, İslâm’ın temel kavramları ve terimleriyle bu muharref dinleri açıklamaları, art niyetli ve usûlden yoksun câhilce yaklaşımlardır. Bu yaklaşımlara ne ulemâ(!), ne de siyâset ses çıkarmamıştır. Ülkemizin çocuklarının irtidat etmelerine seyirci kalınmıştır.
Dipnotlar
1 Tevbe 9 / 114.
2 Bakara 2 / 258.
3 Âl-i İmrân 3 / 67.
4 Âl-i İmrân 3 / 68.
5 Ebu’s Suud, İrşâdu’l Aklı’s- Selim, II / 78.
6 Bk: Tevbe 9/31
7 El-Basrî, Hasan, Tefsir, c. I, s. 37.
8 Taberî, Ebu Cafer, Câmi’u-l Beyan, c. XI, s. 690-2.
9 Bagavî, Meâlim’ü-t Tenzîl, (Muhtasar), s. 935.
10 Bakara 2 / 130, 131, 133, 136; Âl-i İmrân 3 / 52, 67; Yûnus 10 / 71-72.
11 En’am 6 / 82; Hâkim, Müstedrek, no: 3648, c. II, s. 487.
12 El-Basrî, Hasan, Tefsir, c. I, s. 37.
13 Taberî, Ebu Cafer, Câmi’u-l Beyan, c. XI, s. 690.
14 Konuyla ilgili detaylı bilgi için bk. Bir Hristiyan Dogması Teslis, Mehmet Bayraktar, Ankara okulu Yay, Ankara, 2007.
15 2018 yılında hazırlanan yeni müfredatta Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi, Temel dînî bilgiler, Dinler Tarihi ve İmam Hatip Liseleri Temel İslâm Bilimleri derslerinde Yahudilik ve Hristiyanlık için “İbrâhimî, semâvî ve ilâhî” ifâdeleri kullanılmamıştır. “Günümüzde yaşayan dinler” başlığı altında incelenmişlerdir. Temennîmiz bu duyarlılığın kaybedilmemesi ve daha sonra yeniden eski yanlışlara dönülmemesidir. (M. S.)